|

Haydi namaza haydi kurtuluşa

Namaz Gönüllüleri Platformu, "Çölde kaldığınızda suya duyduğunuz hasret gibi.. Hastalığınızda derman olacak ilaç gibi.. Namazı bir yaşam tarzı olarak benimseyin ve sadece Allah için kılın" bilincini yeşertiyor

Oktay Mehmet
00:00 - 18/02/2007 Pazar
Güncelleme: 01:14 - 18/02/2007 Pazar
Yeni Şafak
Haydi namaza haydi kurtuluşa
Haydi namaza haydi kurtuluşa

Toplumdaki değerler yargısının hızla yok olduğu günümüzde tüm soruların cevabının ve tüm sorunların ilacının 'namaz'da olduğu ilkesiyle yola çıkan Namaz Gönüllüleri Platformu, namazın çölde kalmış birinin suya duyduğu hasret ya da hastaya derman olacak ilaç nispetinde hayati bir önem taşıdığını anlatmak için başlattığı çalışmalarında, bugüne kadar 100 bin kişiye ulaştı, 2 milyon adet kitap dağıttı ve 30 üniversiteden 2 bin 500 gençle yüz yüze iletişim kurdu.

Namaz Gönüllüleri Platformu, Müslümanlar'ın kurtuluşu olarak gördüğü namazı kılmayanlara anlatarak sevdirmeyi, kılanlara ise sürekli ve huşu içinde yerine getirmelerine yardımcı olmayı görev sayarak, bu ibadeti "hayat tarzı" haline getirmek için çalışmalarını 3 aşamada yürütüyor. Platform, bu amaçla 2. Büyük İstişare toplantısını önceki gün Ensar Vakfı Konferans Salonu'nda gerçekleştirdi. Akademisyen, yazar ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 200'ün üzerinde davetlinin katıldığı toplantıda platformun İslam'ın tevhitten sonra ilk emri olan 'dinin direği', 'Cennetin anahtarı', 'Müminin miracı' olarak bilinen namazla çalışmaları değerlendirildi. Toplantıda "ümmetin topyekûn dirilişine ve ebedi kurtuluşuna vesile olacak namazın tüm insanlarca gereği gibi doğru ve sürekli olarak kılınması için her Müslüman'ın elini taşın altına koyması gerektiği" vurgulandı.

'İMAN ZAYIFLIĞI' ENGELDİR

Eğitimci-yazar İhsan Atasoy toplantıda yaptığı konuşmada, toplumca sevilen kişilerin namazla ilgili hatıralarını paylaşmalarının bu bilinci yeşertmedeki katkısı üzerinde durdu. Toplumun yakından tanıdığı simaların namazla ilgili tecrübelerini yeni kuşaklara aktarmalarının, gençler üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu söyleyen Atasoy, "Namaza başlayamamanın önündeki en büyük engel; iman zayıflığıdır" dedi. Namazın gençlere iman hakikatiyle birlikte aktarılmasının önemli olduğunu kaydeden Atasoy, "Namazı kimin için kılıyoruz?" sorusunun kalplerde ve beyinlerde mutlaka cevabının bulunması gerektiğine işaret etti.

Eğitimci Muzaffer Doğan da, toplumun camiye gelme alışkanlığı hakkında konuştu. Doğan, "Aydınların namazlarını camilerde cemaatle kılması gerekiyor" şeklinde konuştu. Araştırmacı-yazar Ramazan Kayan da, "Yüce Allah'tan namaz ve sabırla yardım isteyelim" derken, yazar Ahmet Bulut ise, 'Namazla Diriliş' programlarıyla boynu bükük camilerin Asrı Saadet dönemini yakalayacağını söyledi.


İslamiyet'i namazla tercih etti

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak da konuşmasında, özellikle yaşadığı bir anekdotu aktardı. Uşşak, cemaatle kılınan bir namaz sırasında yurt dışından gelen yabancı misafirinin kendilerini seyrettiğini ve bir müddet sonra cemaate katılmak istediğini anlattı. Uşşak şunları dile getirdi: “Misafir bizi taklit ederek namaz kıldı. Namaz sona erdiğinde hayatının en güzel anını yaşadığını, kısa bir süre sonra da Müslüman olmayı düşündüğünü söyledi.” Konuşmasında, cemaate namaz kıldıran imamlara da yer veren Uşşak, imamların yüzlerinin gülmemesinden yakınarak, “Keşke imamlarımızın yüzü gülse, onlar için bir şeyler yapabilsek" dedi.


17 yıl önce