|

YÖK'ün bilinmeyenleri çok tartışma çıkaracak

Prof. Dr.Hatipoğlu'nun son kitabında, Sezer'in atama pişmanlığı, Gürüz'ü askerlerin YÖK Başkanı yapması ve Teziç'in “YÖK'ü yok edeceğim” sözü gibi bilinmeyen diyaloglar yer alıyor

Yakup Bulut
00:00 - 7/03/2007 Çarşamba
Güncelleme: 01:24 - 7/03/2007 Çarşamba
Yeni Şafak
YÖK'ün bilinmeyenleri çok tartışma çıkaracak
YÖK'ün bilinmeyenleri çok tartışma çıkaracak

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu üniversite yönetimi tarafından fişlendiğini anlattığı “Karikatür Üniversite” adlı yeni kitabında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'le yaşadığı diyalogları anlattı. Sezer atadığı YÖK üyeleri hakkında gelen şikayetler için, “Atadığım üyelerden umduğumu bulamadım. Pişmanım. Sorumluluğu ben üstüme alıyorum” derken, YÖK Başkanı Teziç de başkanlığı devraldığında Hatipoğlu'na “YÖK'ü yok edeceğim” demişti.

SEZER-GÜRÜZ ÇATIŞMASI

Prof. Hatipoğlu YÖK'te özellikle eski Başkan Kemal Gürüz'ün, Cumhurbaşkanı Sezer'in Cumhurbaşkanı olmaması için çalıştığını açıkladığını, Sezer'in de YÖK'te özellikle Gürüz'le baş etsinler diye belirli atamalar yaptığını söyledi. Hatipoğlu yaşananları şöyle anlattı: “Demokratik bir kurulda mücadele versinler umudu ve savıyla, TÜMÖD'ün de ısrarıyla, geçmişte YÖK karşıtı tavır almış gözüken bazı öğretim üyelerini kurul üyeliğine atadı. Bir baktı ki, umut bağladığı üyeler, Gürüz'le bütünleştiler. TÜMÖD olarak bir ziyaretimizde Cumhurbaşkanı, 'Sayın Hatipoğlu, ben atadığım üyelerden umduğumu bulamadım. Pişmanım. Sen ne diyorsun' demişti. Ben de, kendisine, 'Bizim yaramızı deşmeyin Sayın Cumhurbaşkanım' cevabını vermiştim. O zaman da Cumhurbaşkanı, 'Öyleyse sorumluluğu ben üstüme alıyorum' dedi ve elini böğrüne koydu.”

SONRA YÖK KARŞITI ATAMADI

Sezer'in Gürüz dönemi atamalarından sonra üyeliklere, YÖK karşıtı tavır sergileyenlerden atamadığını belirten Prof. Hatipoğlu, “Açık söylemek gerekirse, sistem karşıtı öğretim üyeleri, 'bizim arkadaşlar' dediğimiz 'Sezer üyelerinden' 'sükut-u hayale' uğramışlar; YÖK tarihine öyle not düşmüşlerdir. Kısacası, Kemal Gürüz, kendisine amansız karşı olanları bile yanına çekmesini bilmiştir” dedi.

GÜRÜZ TÜRKLÜK KANITI İSTEDİ

Kemal Gürüz'ü “tuhaf bir insan” diye niteleyen Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, “Sezer tarafından üyeliğine atanan sol görüşlü bir profesör için 'önce Türk olduğunu kanıtlasın' dediği bile olmuştur. Babası Selanikli, annesi Şumnulu olduğu halde kimse ona bir şey söylemezken, Gürüz'ün başkaları için bu şekilde düşünmesi tuhaftır. Sonunda ne oldu dersiniz; o üye Türk olduğunu kanıtlamış olmalı ki, Gürüz çizgisine geldi ve dost oldular” dedi.

AVUKATI BAHÇELİ'YLE AYNI

CHP lideri Baykal'ın “Bu ülkede herkes göğsünü gererek Türküm diyecektir” demesinin Gürüz'ün danışmanlığı sayesinde olduğunu söyleyen Hatipoğlu, “Gürüz, en çok benimle uğraştı. Boş vakitlerinde hakkımda dava açmış; rektörlerin de dava açmaları için 'matbu' dava dilekçeleri göndermiştir. TV ve gazetelerde yaptığım konuşmalardaki 'Amerikancı, faşist, sahte Atatürkçü' sözlerim için tazminat davaları açmıştır. Avukatı Sedat Aksakallı, MHP Genel Başkanı, MHP'li bakanlar ve Gazi Rektörü Rıza Ayhan'ın avukatıdır, MHP'den milletvekili adayıdır. Davalardan 28 milyar lira kazanmıştır. Daha sonra, TÜMÖD Genel Başkanı olarak bana, Alpaslan Işıklı Hoca aracılığıyla, 'Teziç YÖK'ünün' yanlışlarını iletmiştir. Tıpkı Sağlam gibi, o da sekiz yıl başkanlık yaptığı YÖK'e düşmandır. Türk olmakla da övünür. Bazı rektörlere 'üniversitene Türkleri alacaksın' demiştir. YÖK'ün en baskıcı başkanıdır. Rektörleri ayak üstünde tutmasıyla ünlüdür. Öte yandan rektör ağlatmada, rektörleri görevden almada çok ustadır. Rektörler için ikna odaları kurmuştur. Görüşünden olanları tutar ve korur; ustası Doğramacı gibi ihya eder. Sevdiği kişileri görevden aldığı rektörün yerine önce vekil rektör atar, sonra da asıl rektör yapar. Bu yöntemi halefi Teziç de kullanmıştır. Yolunu ve pusulasını şaşırmış, alıklaşmış öğretim üyeleri de koşarak, onun vekil rektörüne oy verirler. Yalakalıkta sınır kalmamıştır” dedi. ANKARA



Gürüz'ü başkan yapan Kıvrıkoğlu'nun telefonu

ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün YÖK Başkanlığı'na atanmasının asker desteğiyle olduğunu söyleyen Hatipoğlu, “Dört yıl sonra yeniden atanması zamanın Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun gece saat 23.00'te Demirel'e açtığı telefonla gerçekleşmiştir. Asker destekli başkandır. Gürüz'ün asker yakınlığı aleni olmuştur ve başı sıkıştıkça, rektörleri toplayıp paşalara gitmiştir. Paşaların seveceği sözleri söylemesiyle ün yapmıştır. Onun yarattığı bu gelenek bugün de sürmektedir. Paşanın gözüne girme alışkanlık halini almıştır” dedi.

HÜLLEYLE PROFESÖR

Gürüz'ün ODTÜ'de doçent iken beş yıllık bekleme süresini doldurmadan, dört buçuk yılda (beş olması gerekir), Ankara içinde Ankara Üniversitesi'ne atanarak 'hülle' yoluyla profesör yapıldığını söyleyen Hatipoğlu, “Doğramacı prenslerini aynı kentteki başka bir üniversiteye atayarak profesör yapıyordu. Bu tür profesörlere 'hülleci profesör' adı takılmıştır. Arkasından Eczacılık Fakültesi'ne dekan, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü, sonra KTÜ'ye rektör, TÜBİTAK Başkanı ve YÖK Başkanı olmuştur. Kıskanılacak kadar hızlı bir yükseliş söz konusudur. Ülkücü ve Türkçü görüşe sahiptir. O, her solcuyu vatan haini, bölücü ve komünist görür. Başkanlıktan ayrıldıktan sonra siyasi partilerde yer aramış ve yıllarca eleştirdiği CHP'ye girmiş ve Başkan Deniz Baykal'a eğitim danışmanı olmuştur” dedi.





Teziç 'YÖK'ü yok edeceğiz' demişti

Prof. Hatipoğlu halen YÖK Başkanı olan Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in de şaşırtıcı ifadelerini gün yüzüne çıkardı. Hatipoğlu “Teziç, YÖK Başkanı olunca armağan ettiğim Yökoloji kitabıma bakarak, iki noktanın üzerine başparmağını dayadı ve 'YÖK'ü yok edeceğiz Hatipoğlu' demişti” dedi. Hatipoğlu, “Değiştiremedi, pekiştirdi. Sistemin arkasındaki güçler aynıydı. Teziç, YÖK'ü biliyordu ama YÖK'ün kökünü bilmiyordu. Çünkü o, saçlarını bizler gibi Yöktepe'de değil, Beyoğlu'nda ağartmıştı” dedi. Hatipoğlu, “Teziç 12 Eylül'de mağdur olmadı ama, İ.Ü. Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun mağduru oldu. Sonra asıl yuvası Galatasaray Üniversitesi'ne geçti” dedi. Teziç'in “sistemi tam kucaklamadığını, ucundan tuttuğunu” belirten Hatipoğlu, “Teziç haftanın yarısını İstanbul'da geçiriyordu. 'Böyle YÖK'e böyle tarz' felsefesini güdüyor olmalıdır. Doğramacı'ya teslim olmam dedi; ama, Bilkent Hotel'e yerleşti” dedi.


17 yıl önce