Türkiye onu emekli general, stratejist, siyasetçi ve bakan olarak tanıdı. DYP hükümetlerinde Kıbrıs'tan sorumlu Devlet Bakanı'ydı. Askeri alanda ilgilendiği Kıbrıs'ın siyasi sorumlusu olmuştu.
Eski Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu'ndan söz ettiğimin farkındasınız herhalde. Bugün onu çok farklı bir yüzüyle tanıyacaksınız. Bir romancının Nobel Ödülü aldığı ülkemizde Kilercioğlu da Kıbrıs gerçeğini kendi cephesinden romana dökmüş.
Kilercioğlu ile ilk roman deneyiminden Kıbrıs tartışmaları ile ilgili söyleşi yaptık.
Kıbrıs Türkleriyle ilgili ismi ''Özgürlüğün Bedeli'' olan bir roman çalışmam var. Çalışmam iki senedir sürüyor. Önümüzdeki aylarda tekrar Kıbrıs'a giderek bazı boşlukları dolduracağım. 2007 yılı sonbaharında tamamlanacağını düşünüyorum.
Kıbrıs'ta uzun yıllar hizmet yaptım. Bakanlık dönemimde de Kıbrıs benim sorumluluğumda idi. Bir çok hatıralarım var. Bunların çoğu henüz su üstüne çıkmadı. Benimle gitmesin dedim. Ayrıca, Kıbrıs Türkü'nün, Adayı Yunanistan'a ve Rum'a kaptırmamak, Enosis'i önlemek ve özgürlüklerine kavuşmak uğrunda yaptıklarını bilen bir kişi olarak Özgürlüğün Bedeli romanını yazmaya karar verdim.
KKTC Annan Planı'na,”Evet” dedi ve o günden sonra çok şey değişti. KKTC'de bir liman ve hava alanının açılması teklifi, yukarıda saydığım politikanın özelliklerini taşır. Yapılan bu atak, tam olmasa da Türk tarafının çözümden yana olduğunu gösterdi.
Lokmacı Üstgeçidi'ni kaldırmakla KKTC bir politik atılım kazanmıştır. Bu kararı tavizle karıştırmamalıyız. Arada çok fark vardır. Rumların son tutumları Ada'da bölünmeye doğru gidilmesine sebeb olmaktadır. Adeta bölünmeyi körüklemekteler. Gelişmelerde bu istikamette.