Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel, daha önce kendisinin de önemli risk olarak sıraladığı genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin risk oluşturacak niteliğinden kurtulduğunu söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'in İzmir Adliye Sarayı'nda düzenlediği "TİM Akademi Seminerleri" programında "2007 Seçim Ekonomisi Beklentileri" başlıklı sunumu gerçekleştiren MB eski Başkanı Gazi Erçel, bu yıl yapılacak ikiz seçim denilen Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri artık risk olarak görmediğini söyledi. Türkiye'deki ekonomi dışı riskleri seçimler, Kuzey Irak sorunu, yosuzluklar, iç politik çekişmeler, terör olarak sıralayan Erçel, seçimlerle ilgili şunları söyledi:"İki seçim de risk oluşturacak niteliğinden kurtuldu. Son bir ayda dışarıdan müthiş fonlar geliyor. Bunun son örneği TAV'a gösterilen ilgi. Birinci seçimin riskinin azaldığını gördüler, fonları akıtıyorlar. Biz de oradan çıkarıyoruz. Yabancılardan biz de ne olacağını bulmaya çalışıyoruz. Başbakan da üç aşağı beş yukarı cumhurbaşkanı adayı olmayacağını söyledi. Nisan'da diyor ama bir de 1 Nisan var. Umarım 1 Nisan şakası olmaz. Ben de tahmin etmiyorum. Washington, Brüksel de bu yönde telkin ediyor, (yüzde 35 oy almış bir partinin başkanı olarak bu demokrasiye sığmaz) diyor. Genel seçimlere ilişkin kamunun nabzını ölçen anketler de, AKP'nin tek başına ya da başka bir partiyle koalisyona girecek gibi gözüküyor. Bu da 5 yıl daha AK Parti ile devam anlamına geliyor. Bu da bir sakınca olarak gözükmüyor. Seçimlerde bir risk yok. "Türkiye ekonomisindeki risklerin başında da cari işlemler açığını gösteren Erçel, bu açığın önemli bölümünün enerji giderlerinden kaynaklandığını hatırlattı. Hükümetin enerji tasarrufuna öncelik vermesi gerektiğini ifade eden Erçel, "Hükümet bu konuda insanları eğitmeli, enerji tasarrufuna yönelik önlem almalı. Bu şekilde cari açık idare edilebilir noktaya gelebilir. En önemli risklerin başında cari açık geliyor" dedi. Erçel, ekonomiye ilişkin hazırladığı 2007 yılı temel senaryoyu da katılımcılarla paylaştı. Erçel, büyümeyi yüzde 5-6, enflasyonu yüzde 6-8 (7 olması muhtemel), faiz dışı fazlayı yüzde 6-6. 5, kamu borcunun milli gelire oranını yüzde 55, reel faizi yüzde 10-12, dolar döviz kurunu 1. 400-1. 500 seviyesinde öngördüğünü söyledi. Hükümetin cari işlemler açığı 105 milyar dolar gözüktüğünü, ancak dışardan gelecek sıcak paranın 110-120 milyar dolar olarak hesaplandığını anlatan Erçel bu konuda da endişe edilecek bir durum olmadığını kaydetti. Cari açık fazlasının ise doları 1300'lere çekebilme ihtimali olması nedeniyle ihracatçıların bir miktar sıkıntıyla karşılaşacağını kaydeden Erçel, YTL'nin yüzde 28 değerli olduğunu sözlerine ekledi.
TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Emre Alkin, "Nerede Bu Kaynak?" başlıklı yaptığı sunumda ise faizin hala en çok kazandıran enstrüman olmaya devam ettiğini, memleketin halinin kötü olmadığını ama iyi de olmadığını söyledi. Basel 2'ye karşı olduğunu da ifade eden Alkin, önümüzdeki dönemde sanayicinin bu günleri mumla arayacağını ve kredi almakta çok daha güçlüklerle karşılaşacağını söyledi.
