Yüksek Öğretim Kurulu, (YÖK) Türkiye'nin yeni yükseköğretim stratejisini belirlerken Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) tamamen devre dışı bıraktı.
YÖK 3 Temmuz 2006'da taslak metin olarak tartışmaya açtığı "Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi" başlıklı raporu MEB'e hiç göndermedi. MEB'de YÖK'le yazışmaların yürütüldüğü Yükseköğretim Genel Müdürlüğü ile, resmi olarak konuyla ilgili hiçbir yazışma yapılmadığı ortaya çıktı.
Raporun önsözünde "Geri dönüşleriyle çalışmamızı zenginleştiren kişi kurum ve üniversitelere teşekkürlerimi sunuyorum" diyen YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in, bakanlığa raporu göndermeyerek, bakanlığın konuyu değerlendirmesi ve geri dönüşüne olanak tanımaması dikkat çekti. Teziç önsözde, "2 yıllık sürede daha çalışmaya başlarken amacımızı kendilerine açıkladığımızda hemen ilgilenen, bizlere sürekli destek veren, teşvik eden konuşmaları ile bu konuya duyarlılığını dile getiren" diyerek Cumhurbaşkanı Sezer'e içten teşekkürlerini sundu.
Raporda özellikle başörtü özgürlüğü ve katsayı adaletsizliğinin giderilmesi talepleri için, "Bu iki konu etrafında kümelenen tartışmalar, yeni ufuklar açmaktan çok, tıkanıklar ve gerilemeler yaratmıştır" denildi. Yasakçı raporun hazırlık aşamasında MEB'den uzak duran YÖK'ün raporun son halini bakanlıklara ve Başbakanlık'a gönderdiği belirtildi.
Öte yandan YÖK Başkanı Teziç tarafından Cumhurbaşkanı Sezer'e sunulan "Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi" adlı raporda, yeni kurulan 15 üniversitede meslek yüksekokulları dahil toplam 87 bin 870 öğrencinin eğitim aldığı, bu öğrencilere profesör, doçent ve yardımcı doçent unvanlı 858 öğretim üyesinin ders verdiği bildirildi. Buna göre, yeni 15 üniversitede öğretim üyesi başına 102 öğrenci düşüyor. Bu üniversitelerde görev yapan profesör sayısının ise 89 olduğu bildirilirken, her bir profesöre 987 öğrenci düştüğü kaydedilerek yeni üniversitelerin kurulması eleştiriliyor. YÖK'ün raporunda kadro bekleyen yardımcı doçent ve doçentlerden ise bahsedilmiyor.
Önder Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula, YÖK'ün hazırlayarak Cumhurbaşkanı'na sunduğu 'Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi' Raporuna dair bir basın açıklaması yaparak, YÖK'ün kadın düşmanı, öğrenciler arasında ayrımcılık yapan bir kurum olduğunu söyledi. YÖK'ü ciddiye almadığını söyleyen Sula, cinsiyet ayrımı yaparak, kıyafet bahanesiyle kız öğrencilerin eğitimlerini engelleyen YÖK'ün kadın düşmanı olduğunu, eşit şartlarda girilen bir sınavda keyfi uygulamalarla bazı öğrencilerin puanını düşürdüğü için ayrımcı bir kurum olduğunu söyledi. YÖK'ün raporunda, imam hatiplerden bahsettiği bölümde konu ile ilgili kurum ve sivil toplum örgütlerinden bilgi almadığını ifade eden Sula, "YÖK siyasi komplolar peşindedir, bilim etiğinden uzaktır, ve hürriyet karşıtıdır" dedi.
