Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB süreci içinde gerçekten İtalya, şahsen Başbakan olduğum günden bugüne devamlı yanımızda olmuş ve desteklerini bizden esirgememiştir" dedi.
Başbakan Erdoğan ve konuğu İtalya Başbakanı Romano Prodi, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Başbakanlık'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısından önce iki ülke başbakanları, Türkiye ile İtalya arasında iş birliğinin güçlendirilmesini hedefleyen "strateji belgesi"ni imzaladılar.
Başbakan Erdoğan, son derece verimli görüşmeler yaptıklarını ifade ederek, Prodi'yi Türkiye'de görmekten ve ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İkili ilişkileri ayrıntılı olarak ele alma imkanı bulduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bu akşam yemekli toplantıda bu görüşmelerin devam edeceğini anlattı.
Siyasi, askeri, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkileri gözden geçirdiklerini, ayrıca güncel, gerek bölgesel ve gerekse uluslararası konuları da değerlendirdiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, geçen yılın iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 150. yılı olduğunu anımsattı. Erdoğan, "İtalya bizim için önemli bir ülkedir" dedi.
NATO başta olmak üzere BM gibi pekçok uluslararası örgüt bünyesinde bir birlikteliğin yaşandığını anlatan Başbakan Erdoğan, başta Balkanlar, Afganistan ve Lübnan olmak üzere çeşitli uluslararası misyonlarda son derece yakın bir iş birliği içinde olduklarını söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye-AB ilişkilerini de gözden geçirdik. Zira, AB süreci içinde gerçekten İtalya, şahsen Başbakan olduğum günden bugüne devamlı yanımızda olmuş ve desteklerini bizden esirgememiştir.
AB'nin Aralık zirvesi kararlarını ve önümüzdeki dönemi değerlendirdik. Sayın Prodi'ye, İtalya'nın bugüne kadar ülkemizin AB üyelik sürecine verdiği destek sebebiyle teşekkür ediyorum. Bunun müzakere sürecinde yaşanan son gelişmeler çerçevesinde artarak devam etmesine yönelik beklentilerimi bu defa da kendilerin ilettim.
Kıbrıs ile ilgili görüş ve beklentilerimizi de izah etme imkanı bulduk. Bu çerçevede yine Aralık ayındaki AB zirvesinde yapılan Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün uygulamaya konulmasına dönük niyet açıklamasının, uygulanabilir bir karara dönüşmesini beklediğimizi de kendisine ifade ettim. Yine Kıbrıs sorununun, BM çatısı altında çözümüne verdiğimiz önemi ifade ettim.
Bugün ayrıca ilişkilerimizin ve ortak ilgi alanlarındaki iş birliğimizin güçlendirilmesini hedefleyen bir strateji belgesini de imzalamış bulunuyoruz.
Bunun, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ülkelerimiz arasında, 18 Ocak 2007 tarihinde Ankara'da imzalanan umuma mahsus pasaportlara vize kolaylığı sağlanmasına ilişkin mutabakat muhtırasını, kamuoyuna ifade etmek istiyorum. "
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili olarak, "Burada sıkılan kurşun aslında Türk milletine sıkılmıştır, Türkiye'ye sıkılmıştır, Türk demokrasisine sıkılmıştır, özgürlüklere sıkılmıştır" dedi.
Erdoğan, cinayetin "alçakça işlenmiş bir cinayet" olduğunu da söyledi.
Başbakan Erdoğan, İtalya Başbakanı Romano Prodi ile düzenlediği ortak basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Erdoğan, bir İtalyan gazetecinin, "Türkiye'nin AB'ye girmesi için şartlardan biri basın özgürlüğü ve daha fazla demokrasi. Birkaç gün önce Ermeni asıllı bir gazeteci öldürüldü. Daha fazla özgürlük, daha fazla basın özgürlüğü olsaydı bu cinayet önlenebilir miydi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tabii buna önce şuradan yaklaşmamız gerekiyor: Bir defa bu ülkede gerek ülkenin yürütmesini elinde bulunduran bizler, gerekse özgürlüklere inanmış, demokrasiye inanmış, hukuka inanmış hiçbir insanın bu cinayeti savunması mümkün değildir. Bu alçakça işlenmiş bir cinayettir. Burada sıkılan kurşun aslında Türk milletine sıkılmıştır, Türkiye'ye sıkılmıştır, Türk demokrasisine sıkılmıştır, özgürlüklere sıkılmıştır.
Bizim tek tesellimiz failin 36 saat gibi kısa bir süre içerisinde bulunmuş olmasıdır. Ben inanıyorum ki özgürlüklere inanmış olan gerek Avrupa Birliği olsun gerek farklı ülkeler olsun, bu olayı hiçbir zaman bu şekle dönüştürmek suretiyle değerlendirmeyeceklerdir. Çünkü bu tür olaylar her ülkede ne yazık ki bazı kendini bilmezler tarafından, insan denilen o şerefli varlığın kendisine saygı duymaktan uzak olanların işlediği cinayetlerdir, eylemlerdir. Bunlar zaman zaman çok değişik ülkelerde de ne yazık ki oluyor. Bunu tasvip etmemiz mümkün değil.
İnanıyorum ki bunun şu anda derinlikleri üzerinde çalışan güvenlik güçlerimiz, adalet bütün çalışmalardan sonra en adil kararı verecektir. Bizim de bu konularla ilgili yasal düzenlemelerimiz AB, Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde hazırlamış olduğumuz yasal düzenlemelerdir ve süreç bu şekilde devam etmektedir. "
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin enerji için çok önemli bir nokta olabileceğini, doğal gaz ile ilgili bir merkez olabileceğini düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"Artık düşünmenin ötesine geçtik. Bildiğiniz gibi Türkiye bu noktada önemli bir enerji koridoru ve Mavi Akım Projesi'nde bildiğiniz gibi Türkiye, İtalya, Rusya Federasyonu ortak bir çalışma gerçekleştirdiler. Şimdi attığımız bir adımla bildiğiniz gibi Yunanistan-İtalya istikametinde doğal gaz alt yapı çalışmaları, iletim hatları yapılıyor.
Yeni bir çalışmamız da bildiğiniz gibi Samsun-Ceyhan arasında ham petrol taşıma ve bu konuyla ilgili de İtalya ve Türkiye girişimcilerinin başlatmış olduğu bir çalışma da var. Zannediyorum ki önümüzdeki bir iki ay içinde temeli atılacak, çalışma başlayacak.
Bunun dünyaya açılımı çok büyük önem arz ediyor. Çalışmaların bana göre stratejik önemi var. Bunun başarıyla, kısa zamanda sonuçlanması en büyük temennimiz olacak ve Ceyhan bu noktada önemli bir enerji havzası haline gelmiş oluyor. "
