KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Rum asıllı Tony Angastiniotis, Kıbrıs'ta Rumların Türkleri katledişini anlatan belgesel ile dünya kamuoyuna adını duyurdu. Rum Kesimi'nde ölüm tehditleri alan Angastiniotis ailesiyle birlikte Rum Kesimi'nden bir Türk yerleşim merkezi olan Mağosa'ya yerleşti. Angastiniotis şimdilerde çok ses getirek bir çalışmaya daha başladı. Savaş döneminde 14 yaşındaki kuzenin yaşadığı acıları ve eşinin babasının Türk askerleri tarafından götürülüp hala dönmediğini iddia ettiği anılarını yaptığı ilk belgesele karşılık yeni bir belgeselle anlatacak. Çalışmada Türklerin hatalarını olduğu iddia edilen savaşlar da yer alacak.
Mağosa'da yer alan Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde kendine ait odasında Angastiniotis ile yaşadıklarını ve yapacaklarını paylaştık. Belgeselle ilgili çok ayrıntı veremeyeceğini ifade eden Tony Angastiniotis, çalışmalarının durdurulmasından korkuyor. Röpörtaj için görüşmeden önce “Gerçekten yapacaklarımı yazabilecek misin?” diyerek sorgulamadan sonra nihayet odasında ilk sorulara başlıyoruz. Sorulardan önce Angastiniotis'in ısmarladığı Türk kahvesi geliyor. Ve anlatmaya başlıyor: “Her iki tarafın acıları yüzde elli elli. Tarih boyu mutlukların yanısıra ada halkının çok büyük üzüntüleri de oldu”
Sanırım kahvenin tatlılığı, telvesinin acılığı Türk-Rum ilişkilerinin anlatmak için söyleşiden önce en iyi ikram olsa gerek. Yaptığı ilk belgeseli “Bu bir Türklerden özürdü” diye ifade eden Angastiniotis, belgeselin Rum Kesimi'ndeki Kıbrıs Üniversitesi'nde 6 ay sonra gösterileceğini belirtiyor.
Angastiniotis'e göre ada tek parça arada sadece politik bariyer var. Ama bu bariyeri insanlar yani Türk ve Rum halkı yapmadı. Bunu yapan sadece politikacılar. Angastiniotis'e göre her iki taraf da acı yaşadı. Angastiniotis işte Rum tarafının yaşadığının iddia ettiği acıları bu yeni belgeselle anlatmayı hedefliyor. Barış için çalıştığını belirten Angastiniotis'e “Belgesel yüzünden Türk tarafından da dışlanırsanız ne yapacaksınız?” diye sorduğumda şu anlamlı cevabı veriyor: “Bir çadır alıp Yeşil Hat'ta geçeceğim. Orada barışın gelmesini ve aynı zamanda belki de her iki taraftan da bana gelebilecek kurşunu bekleyeceğim.” Yani barış için herşeyi yapacağını kaydeden Angastiniotis “İnsanlar derse barış olacak ama çıplak yürürsen. İnanın onu da yapacağım” şeklinde konuşuyor.
Son petrol gerginliğine de değinen Angastiniotis artık iki toplumun lugatından savaş sözcüğünü çıkartması gerektiğini belirtiyor. Sözlerini “Bize kimse barış getirmez. Barışı iki halk kendi arasında aramalı ve bulmalı” diyerek sürdüren Angastiniotis şunları söylüyor:
“Kim öldürecek beni. Benim ailem gibi olan Türk öğrencilerim mi? Gelin öğrencilerime beni öldürün mü diyeceğim” “Gelecekten peki ne bekliyorsunuz?” diye sorduğumda ise Angastiniotis şu ilginç cevabı veriyor: “No Future” (Gelecek yok ki) ve ardından ekliyor: “Geri gideceğiniz zaman söyleyin savaşı durdursunlar.”