Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, kamuoyunda mortgage olarak bilinen konut finansman sisteminin dar gelirliler için uygun olmadığını kabul ederek, “Eğer ödeme kabiliyeti varsa krediyi alır ve konut sahibi olur. 50 bin YTL kredi alan biri 20 yıl vadede aylık ödeyeceği miktar 551 YTL olacaktır. Yani bu düzeyde ödeme gücü olmayan biri bu krediyi alamaz, dar gelirli asgari ücret sahibi biriyse olmaz” dedi.
Yaklaşık 1,5 yıldır beklenen yasanın mimarlarından Şener, sistemin bir anda konut sorununa çare olmayacağını ama önümüzdeki 10-20 yılda hayatın bir parçası haline geleceğini belirtti. Şener ayrıca, tutsat ile “borçluluk artımı” olacağı yönündeki değerlendirmelere katılmadığını belirterek, “Çünkü borçsuz ve umutsuz yaşamaktansa, borçlu ve umutlu olmak, daha fazla tercih edilecek bir durum” dedi.
Mortgage yasasıyla, uzun vadeli taksitlerle ev sahibi olma koşulları düzenleniyor.
Mevduat, yatırım ve katılım bankalarının (Özel Finans Kurumları) yanısıra, artık tüketici finansman şirketleri de konut kredisi verebilecek. Finansal kiralama şirketleri ise konutları tüketicilere finansal kiralayabilecek. Ancak bu şirketler kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde, konut finansmanı faaliyetinde bulunamayacak.
Önümüzdeki 10 yıl içinde Türkiye'de yaklaşık 7 milyon konuta ihtiyaç olacağı belirtiliyor. Bunun yaklaşık yarısının hanehalkı artışı kaynaklı, 1 milyon civarındaki bölümünün göç, 800 bininin ise yenileme kaynaklı olacağı tahmin ediliyor. Kentsel dönüşüm nedeniyle de 1,5 milyon civarında bir konut ihtiyacı olacağı düşünülüyor. Uygunsuz yapılaşma dahil ev sahiplerinin oranı ise yüzde 70'leri aşıyor. Geçtiğimiz yıl sonunda konut kredilerinin oranı milli gelirin yüzde 4,5'ine ulaşırken, tutsat ile birlikte bu oranın 2015 yılında yüzde 12'ye çıkması öngörülüyor.