|

Kilitlenmiş durum çözülmeye başladı

Babacan, Avrupa Komisyonu'nun 8 başlıkta müzakereleri askıya almasının ardından kilitlenmiş durumun şimdi artık çözülmeye başladığını ve müzakereye açılmayacak 8 fasılda dahi Türkiye'ye resmen açılış kriterleri bildirileceğini kaydetti.

Anka
00:00 - 20/02/2007 Salı
Güncelleme: 17:41 - 20/02/2007 Salı
Yeni Şafak
Kilitlenmiş durum çözülmeye başladı
Kilitlenmiş durum çözülmeye başladı

Devlet Bakanı Ali Babacan, Avrupa Komisyonu'nun 8 başlıkta müzakereleri askıya almasının ardından kilitlenmiş durumun şimdi artık çözülmeye başladığını ve müzakereye açılmayacak 8 fasılda dahi Türkiye'ye resmen açılış kriterleri bildirileceğini ifade ederken, “Ne zaman ki ileride Kıbrıs'la ilgili problemler aşılır, belli bir mutabakat zemini bulunur, kapsamlı bir çözüm noktasına ulaşılır, Kıbrıs'la ilgili konular gündemden çıktığı anda bütün bu fasıllar aynı anda açılabilecektir resmen” diye konuştu.


'GERİYE GİDİLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ'

Devlet Bakanı Ali Babacan, TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alarak Türkiye-AB ilişkileri konusunda milletvekillerine bilgi verdi. Önümüzdeki dönemde AB ile ilişkilerinde atılacak her adımın Türkiye'nin menfaatine olacağını dile getiren Babacan, ancak müzakere sürecenin Avrupa'da siyasi rant peşinde koşanlar tarafından rehin alınmasına ve bugüne kadar elde edilen kazanımlarda geriye gidilmesine asla izin vermeyeceklerini vurguladı.


'EN AZ DÖRT FASLI AÇMA HEDEFİMİZ'

Müzakere sürecinde Haziran sonuna kadar üç faslın açılmasının hedeflendiğini kaydeden Babacan, hem Avrupa Komisyonu hem de Almanya'nın niyeti ve çalışmalarının bu yönde olduğunu bildirdi. Babacan, “Dolayısıyla biz bu yılın ilk yarısında eğer farklı bir gelişme olmaz ise toplam en az dört faslı açmış olmayı hedefliyoruz” dedi. Bakan Babacan, 11 ayrı faslın komisyon tarafından değerlendirmesini içeren raporların kendilerine ulaştığını bildirirken, 6 fasılda açılış kriteri bulunmadığını, diğer 5 faslın kriteri ise kendilerine resmen bildirildiğini anlattı.


Babacan, 15 Aralık 2006 kararlarından sonra 8 fasılla ilgili nasıl bir yol izleneceği konusunda bir belirsizliğin sözkonusu olduğunu kaydederken, şöyle dedi:


“Hatta Fin dönem başkanlığında bu fasıllarla ilgili ciddi bir anlaşmazlık, uzlaşmazlık ortaya çıkmıştı Özellikle Rumların olumsuz tavırları sebebiyle. Ancak Ocak ayıyla birlikte o kilitlenmiş durumun şimdi artık çözülmeye başladığını görüyoruz ve müzakereye açılmayacak 8 fasılda dahi bize resmen açılış kriterleri bildirilecek. Bu şu demek: Kıbrıs sorununu bir kenara koyup, 8 faslın 8'inde de Türkiye olanca hızıyla çalışmalarına aynen devam etme şansına sahip olacak ve yine AB komisyonuyla bu 8 fasılda dahi çalışmalarımız aksamadan devam edebilecek. Ne zaman ki ileride Kıbrıs'la ilgili problemler aşılır, belli bir mutabakat zemini bulunur, kapsamlı bir çözüm noktasına ulaşılır, Kıbrıs'la ilgili konular gündemden çıktığı anda bütün bu fasıllar aynı anda açılabilecektir resmen.”


Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde 2007 ile birlikte yeni bir döneme girdiğini ifade eden Babacan, “Aralık 2006'ya kadar Biz hep Türkiye'nin ne zaman hazır olacağını tartıştık. Bundan sonra asıl tartışacağımız konu AB'nin ne zaman Türkiye için ne zaman hazır hale geleceği” dedi.

Bakan Babacan, 2007-2013 arasındaki yedi yıllık dönemde Türkiye'nin hangi fasılla ilgili, hangi yasal düzenlemeleri yapacağına, ikincil düzenlemeleri yapacağına ilişkin detaylı bir yol haritasını kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyelim ki Fransa'da seçimler var diye ya da Kıbrıs'la ilgili problemler var diye. Çevre, gıda güvenliği, sağlık konusunda beklememizin hiç bir anlamı yok. Eğer falanca ülkede Türkiye aleyhtarlığı çok, filanca ülkede şu siyasi lider şu sözü etti Türkiye aleyhinde deyip moralimizi bozup, çevre konusundaki adımlarımızı geciktiriyorsak, gıda güvenliği adımlarını geciktiriyorsak bu Türkiye'nin lehine değil. Tabi ki zor konular olacak. Biz bunları zaman içinde teker teker masaya yatırıp hepsini çözeceğiz. Öyle konular olacak ki ne zaman üye olursak ancak o zaman bunları yapabiliriz. Bazı konulardaki uygulama tarihimiz eşittir üyelik tarihidir diyeceğiz. Hatta bazı konularda üyelik tarihi bile yakın gelirse üyelik tarihinden sonra geçiş süreci talep etme hakkımız olacak.”

AB sürecine sağduyunun hakim olmak zorun olduğunu vurgulayan Babacan, “Hem hak olduğunu farkına vararak hem de attığımız her adımda Türkiye'nin menfaati nedir bu sorgulamayla devam etmemizde fayda var” diye konuştu.


17 yıl önce